Ebers Papirüsü
Papyrus of Ebers
Ebers Tıp Papirüsü, M.Ö. 1550 yıllarında yazıldığı sanılan ve Mısır'da bulunan bir yazmadır. George Maurice Ebers tarafından Teb kentinde bulunmuştur. Papirüs, adını; kendini 1873 [Kimi kaynaklarda 1862] yılında dünyaya duyuran Eski Mısır uzmanı George Maurice Ebers'ten almıştır.
Eski Mısır'a ait, tıp bilgileri içeren en eski ve en önemli yazmadan biridir. Diğeri ise MÖ 1300'lü yıllara ait Brugsch Papirüsü'dür. İçerdiği yaklaşık 700 reçete ile eski çağ hekimliğine ışık tutan Ebers Papirüsü, Teb kentinde bir mumyanın kucağında bulunmuştur ve bugün Leipzig Müzesi'nde korunmaktadır.
Timsah ısırmasından, ayak tırnağı ağrısına kadar çeşitli tedavileri anlatan, sinek, fare, akrep gibi zararlılardan arındıran reçeteler ile pek çok büyü formülünü içerir.
Dolaşım sistemi, kan damarlarının tüm vücudu sardığı, kalbin kanı dağıtan bir merkez olduğu gibi bilgileri içermesi, o dönemde tıbbın ulaştığı seviye hakkında şaşırtıcı ipuçları vermektedir.[1]
Papirüs, hastalıklarda cinleri uzaklaştırmak için yapılan büyülerle doludur. Cin tutmasının, Eski Mısırda Patolojinin temelini teşkil ettiği bilinmektedir. O zaman, ilacın kullanılmasındaki talimat “Hoş geldin ilaç, mideme dokunan şu kötülüğü çıkar” diye başlar ve “şu çok iyi gelir” diye biter. Ağız ve diş hastalıklarıyla ilgili birkaç reçete aşağıda verilmiştir:
Ebers papirüsündeki reçetelerde bahsedilen diş hastalıklarının tanınması güçtür. Bazı reçeteler çürük dişi doldurmaya yarayan, pek az dayanıklı geçici dolgu maddelerine benzer. Bunlardan nasıl bir fayda umulduğu da merak konusudur. “Çürük dişleri kapamak için gerekli reçetede Mimi (7) unu, Nübya toprağı-1; bal-1; diş doldurulur. Çürük dişi kapamak için başka reçete: Terebentin reçinesi-1, Nübya toprağı-1, yeşil zamk, havanda dövülerek dişe konur. Diğer reçete: Su-1, saam (bitki)-1, aynı şekilde hazırlanır.
Lefebre, “dişlerde ülser” diye tercüme edilebilen “Benout” hastalığının diş çürüğünden ayrı bir hastalık olduğunu öne sürer. Bunlar aynı şeyler olabilir. Çünkü 745 no'lu reçete bir diş dolgusunu vermektedir. Bundan öncede bu hastalık anlatılmıştır. Ağrılı bir diş ülseri ve diş etlerini kapamak için reçete: inek sütü-1, taze hurma-1, kuru keçiboynuzu-1, avluya bırakmalı ve sonra dokuz gün çiğnemeli (Eb.no.746). Dişlerde ülserden dolayı görülen tahribatı kapamak için bir reçete daha: Cinnamome-1, zamk-1, yağ-1. Bununla sarmalı (Eb.no.563).Dişlerdeki ülseri iyileştirmek ve dişlerini doldurmak için: Rezene-1: Yalancı çınarın meyvesi (çizilmiş olacak)-1, anus-1, bal-1, terenbentin reçinesi-1, 1: su-1: Bu ilaç, gece soğuğa bırakılacak ve sonra çiğnenecek (Eb.no: 554).
“Dişlerin sağlamlaştırılması” dişlerin olduğu kadar periodontal lezyonların ilerlemesini durdurmağa yarıyordu. Çiğnenen preparat da muhtemelen bu rahatsızlık için kullanılıyordu. 749 no'lu reçetenin muhtevası araştırıcıları yanıltmaktadır. Dişeti kemirilmesinin tedavisi için reçete: Gebout bitkisi-1/32; Kolokent-1/64; zamk-1/16; yalancı çınarın meyvesi-1/8; anason-1/32. Bu posyon gece doluncaya bırakılacak ve sonra ağız dört gün çalkalanacak (1). Ayrıca:
- Çürükleri doldurmak için, güherçile, sarı aşı boyası ve bal karıştırılır ve çürük diş doldurulur.
- Dişetinin iltihabı hastalığı için yalancı çınar ağacının meyvesi, fasulyesi, bal ve mabasit, öğütülür ve dişetine sürülür.
- Ağız kokusu için, günlük, çam fıstığı tanesi, kokulu meşe, tarçın kabuğu, tanin, Fenike kamışı. İnce döğülür, balda ezilir pişilerek pastil haline getirilir. Kadınlar tütsü yaparlar ve ağıza tutulan duman kokuyu giderir.
- Diş sürme, güçlükleri, çocuğa veya annesine pişmiş fare yedirilir. Farenin kemikleri de çocuğun ensesine yedi düğümlü kumaş parçasına sarılarak yerleştirilir.
Görüldüğü gibi bu papirüs Eski Mısır tababetinin sihirsel ve amprik yanını açıklamaktadır.[2]
Ebers Papirüsü ve Eski Mısır'da Tıp İlmi
Mısır'da tip ilmini ortaya çıkaranlar gene rahiplerdir. Çünkü ilahlardan çare uman hastalar, mabetlerde rahiplerin tedavisine muhtaç olmuşlardır. Bunu meslek edinenler de olmuş ve bunlar sarayda önemli yer işgal etmişlerdir. Mısırlılar çok mükemmel doktorlar yetiştirmişlerdir. Doktorlar devlet memuru olduklarından hastaları ücretsiz muayene ederlerdi.
Doktor yetişmesi için okullar olduğu bilinmektedir. Sais ve Heliyopolis'te bulunan bu türden okullar bulunmuştur. Sais okulunun direktörüne ait belgeye 4. sülale zamanından itibaren rastlanır ve bu kişi “Doktorlarin En Büyüğü” unvanını taşımaktadır. Heliyopolis'teki Osiris okuluna bağlı olan bir sanatoryum direktörüne ise “Büyük Peygamber” denilmektedir. Bu meşhur doktorların mezarları arasında “Hwy” adlı doktorun unvanı, “En Büyük Peygamberlerden” olarak kaydedilmiştir. Ebers Papirüsü'nde ise, ayni doktorun göz hastalıkları için bir ilacın mucidi olduğu yazılmıştır.
Tip ilmini 3 temel üzerinde incelemek mümkündür:
- İnsan vücudu ve fonksiyonları üzerinde bilinenler.
- Hastalıkların çeşitleri ve tedavileri.
- Hastalıklardan korunma çareleri.
Bu temelleri inceleyebilmek için elde 5 tip belgesi vardır ve hepsi de MÖ 2000. yıla aittir.
Ayrıca MÖ 28. yy 'da bir ölüm olayı dolayısıyla bulunan bir metinde doktorluğa ait yazılar bulunduğu gibi,bir başhekimin varlığı da haber verilmektedir. Olay şöyledir:
“Kral Neferkere, Thebes yapılmakta olan inşaatı gezmeye gitmiş, bu esnada baş mimar Veshptah birdenbire cansız olarak yere düşmüştür. Hükümdar derhal kütüphaneden tıbbi yazıları ve aynı zamanda başhekimleri getirtmiştir. Onlar, baş mimarin ölmüş olduğunu bildirmişlerdir.”
Bundan anlaşıldığına göre, M.Ö. 3000 başlarında tıbbi metinler, kütüphanelerde saklanmaktadır. Bunlardan hiçbiri günümüze kadar gelmemiştir.
İnsan Vücudu ve fonksiyonları Üzerine Bilinenler
Mumyacılığın ilerlemiş olduğu bu devirde, insan vücudu hakkındaki bilgiler konusunda pek ileri gidilmediği anlaşılıyor. Çünkü mumyacılıkla uğraşanlar, doktorluktan ayrı olan bir sınıf oluşturuyorlardı. Kadavra ile doğrudan doğruya temas halinde olan bu insanların oluşturduğu sınıf aşağı sayılıyordu. Onun için insan vücudu içinde olan organlarla doktorlar pek az ilgilenmişlerdir. Diğer taraftan insan cesedi üzerinde incelemeler yapmak, din bakımından men edilmişti. Bu yüzden doktorlar anatomiden ziyade, yasayan insanları baz almışlardır. Kalp ve bağırsakları zekanın merkezleri farz ederlerdi. Buna mukabil iskeletteki kemiklerin başlıcalarını, hemen hemen aslına uygun tarzda tasvir etmişlerdir.
Ebers papirüsüne göre doktor, hangi organını tutarsa orada kalbin hareketini ve varlığını hissederdi. Kan damarları temiz hava ile şişerek düzenli çalıştığı kabul edilirdi. Bununla birlikte kirli hava, bu damarları katılaştırır, tıkar ve işitirdi. İşte böyle anlarda doktor ilaçlarla bu durumu yatıştırır, onlara canlılık ve elastikiyet verirdi.
Ölüm anında ise, bu hayat verici ruh, canla beraber çekilir, kan hava almaktan mahrum olunca pıhtılaşır ve damarlar böylece boşalarak nefesten kesilen canlı mahluk yok olurdu.
Hastalıkların çeşitleri; Yaralar ve Tedavileri
Eski Mısır halkının hastalıklarıyla, simdi Mısır'da yasayan insanların hastalıklarıyla hemen hemen benzemektedir.
Papirüslerdeki yazılara ve mumyaların incelenmesinden çıkan neticelere göre; göz hastalıkları, kemik veremi, çocuk felci, anemi, çiçek, romatizma, apandisit, mide, karin ve mesane hastalıkları, bacaklarda varis, ülser ve çıbanlar, Nil çıbanı ve sara nöbetleri, diş çürümeleri ve daha bir çok hastalıklara Eski Mısırlılar maruz kalıyorlardı.
diş hastalıkları, en eski mumyalar üzerinde tespit edilmektedir. Ancak daha sonraki devirlere ait olanlarında tedavinin daha çok tatbik edildiği görülmektedir. Bu da tıbbın ilerlediğini gösterir.
Bütün bu saydığımız hastalıklar ve yaralar, tıbbi metinler olan papirüslerde yazılmıştır. Mesela Smith Papirüsü'nde bir hastalık için söyle bir metot kullanılmaktadır:
İlk önce, teşhise göre hastalığın genel adi ve bu hastalık için yapılacak isler. İkinci olarak, tıbbi inceleme. Burada daima aynı formülle başlanmaktadır:
"Eğer söyle bir hastalığı olan adamı tetkik edersen....”
Bu kısımda, hastalığın gösterdiği bütün arızalar sıralanmaktadır. Üçüncüde, teşhis hastalığın adı “Bir hasta ki şu çeşit hastalıktan rahatsızdır”. Dördüncü olarak, Pronostik. Burada doktor tarafından üç formül kullanılmaktadır: “Tedavi edebileceğim hastalık. Mücadele edebileceğim hastalık. İyi edilemeyecek hastalık”. Beşinci olarak, tedavi meselesine gelmekte ve bir takım açıklamalar ve tavsiyeler sıralanmaktadır.
Bu gibi durumlardan dolayı Mısır doktorları, pek çok ilaçlar veriyorlardı. Ebers Papirüsü, bir çok hastalık durumu için 700 ilaç tavsiye etmektedir. 11. sülaleden bir kraliçenin mezarında bir ilaç kutusu içinde küçük ilaç kasıkları, kurumuş ilaçlar ve çeşitli bitki kökleri bulunmuştur. Ramses'in Hattusil'e yazdığı mektupta, bir doktorla beraber şifalı otlar gönderdiğini bildirmektedir.
İlaç yapılan maddeler şunlardır:
- Her türlü bitkiler ve ağaçlar. Bunlar en basit otlardan en büyük ağaçlara kadar sayılabilmektedir.
- Mâdenî cinsten olanlar, deniz tuzundan her türlü maden ve taslar. Mesela metinlerde Memfis taşının bazı özellikleri olduğu yazılmış ve vücutta hasta bir kısma konulduğu zaman ağrı hissettirmeden cerrahi bir ameliyatın kolaylıkla yapıldığı kaydedilmiştir.
- Hayvanların bazı organları, çiğ et halinde veya taze kurutulmuş kanları da ilaç olarak kullanılmıştır. Mesela kertenkele kani, domuzun dişleri ve kulakları, kaplumbağa beyni, loğusa kadının sütü en ilginç olanlarıdır.
Hastalıklardan Korunma Çareleri
Mısırlılar çeşitli tedbirler almışlardır. Mesela kanalizasyon yapmışlardır, böylece halkı bir çok hastalıktan korumuşlardır. Halkın sik sik yıkanmalarını temin edecek surette tedbirler alınmıştır. Dini inanışlara göre Mısırlıların oturdukları yerin, yedikleri şeyin temiz olması şarttı. Temizliğe çok önem verenlerden biri de rahiplerdi. Saçlarını her üç günde bir kesen rahipler, iki defa gündüz ve iki defa da gece yıkanmaya mecbur tutulmuşlardır. Beyaz elbise giyen bu insanlar, temiz olmadığı sayılan domuz eti ve fasulyeyi yememeleri gerekiyordu. Suyu ise ya kaynatılmış ya da filtre edilmiş olarak içerlerdi.
Bazı yazarların (W.Durant 1937 s.236-237) verdiği bilgilere göre, sağlıklarını korumak için devamlı vücutlarını yıkarlar, oruç tutarlar veya her gün bazen de her 3-4 günde bir midelerini ve bağırsaklarını boşaltırlardı. Çünkü vücuda yaramayan fazla gıdaların hastalığa yol açacaklarına inanıyorlardı. Herodot'a göre Mısırlılar Lidyalılardan sonra en iyi sağlık kurallarına uyan insanlardır.
Tıbbi papirüslerde kadın hastalıkları ve doğumu ilgilendiren metinler de bulunmuştur. Fakat çoğu sihir formülleriyle doludur.
Mısır mitolojisinde sağlığı koruyan ilahlar da vardır. “Toth” bunların başında gelir. İlahe “Seshet”: kadın Hastalıklarını, “Seth”: Beyin Hastaliklarınının koruyucusudur. bunların başında “Imhotep” tıp ilminin başlıca temsilcisi sayılmaktadır.[3]
Kaynaklar
[1] tr.wikipedia.org/wiki/Ebers_Papirüsü
[2] http://dentistry.cu.edu.tr/tarihDetay.asp?HaberId=46
[3] www.angelfire.com/film/pelin/tip_bilimi.html